top of page

POGROM: ULUSLARARASI BİR SUÇ MU, DEĞİL Mİ?



Tıpkı “Soykırım” gibi “Pogrom” kelimesi de tanım olarak bir nefret suçunu ve fiziksel uygulamasını ifade etmektedir. Ancak suç olarak değerlendirilme yöntemi farklıdır. İnsanlık tarihinde birçok pogrom olarak adlandırılabilecek toplumsal infial yaşanmıştır. Hatta bazıları ülkemizde gelişmiştir. Ancak pogromun uluslararası hukuk açısından statüsü soykırım suçlarına göre daha farklıdır.


Kelime anlamı olarak etnik, dinsel veya siyasal açıdan farklı bir topluluğa karşı uygulanan toplu şiddet olayları olarak değerlendirilmektedir. Farklı olan toplumsal grubun ev, işyerleri ve mallarına zarar verme, bireysel şiddet uygulama, cinsel tacizde bulunma ve ilerleyen aşamada da öldürme arzusu pogromun içeriğidir. Türkçeye Rusçadan geçtiği düşünülen kelimenin Rusçada manası daha geniş olup her türlü şiddet olayı anlamına gelmektedir. Günümüz Türkçesinde pogrom kelimesi yerine “kıyın” veya “toplumsal gösteriler” gibi ifadeler kullanılmayı tercih edilmektedir.


Tarihsel olarak MÖ 167 yılına dayanmaktadır pogrom. Yunanlılar ile Yahudiler arasında geçen Makabi Ayaklanması ilk pogromlardan biridir. Pogromların tarihine baktığımızda şiddet olaylarından en çok zarar görenler Yahudiler olmuştur. Haçlı Seferleri zamanında Yahudi topluluklara uygulananlar, Reform Hareketleri zamanında Avrupa’daki Yahudilere karşı uygulanan şiddet eylemleri ve 18. ve 19. Yüzyılda Rusya’da Yahudilere karşı gerçekleşen şiddet olayları bunlara örnektir. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Almanya’da yaşana “Kristal Gece” pogromu ve Türkiye’de yaşanan 6-7 Eylül Olayları ile Trakya Pogromu tarihin en çok öne çıkan ve yakın tarihimizi ilgilendiren toplumsal infiallerdir.


Kristal Gece


1938 yılının 9 Kasım gününü 10 Kasım gününe bağlayan gece başlayan pogrom 13 Kasım’a kadar sürmüştür. Almanya’nın Polonya kökenli 17 bin Yahudi’yi sınır dışı etme kararına karşı Polonya’nın kabul etmemesi çoğu göçmen Yahudi’nin açlık ve soğuktan hayatını kaybetmesi üzerine 17 yaşındaki bir Yahudi gencin Paris’te bulunan Alman Büyükelçiliğini basıp gördüğü ilk kişiyi vurarak öldürmesi pogromun temelini oluşturmuştur. Sivil ajanlar tarafından kışkırtılan Alman NAZİ Partisi destekçileri Almanya’nın Danzig şehrindeki Yahudilere ait ev ve işyerlerine karşı zarar verme ve yağmalama girişimlerinde bulunmuştur. Olaylarda 400’e yakın insan hayatını kaybederken işyerlerine ait kırılan camlardan dolayı bu olaya “Kristal Gece” adı verilmiştir. Olaylara kolluk kuvvetleri tarafından müdahale başlarda gerçekleştirilmese de 13 Kasım itibariyle gösteriler son bulmuştur. Olaylar esnasında Yahudilere ait yüzlerce ev, işyeri, mezarlık ve ibadethane zarar görmüştür.


6-7 Eylül Olayları


Türkiye Cumhuriyeti tarihinde İstanbul’da yaşayan başta Rum ve Ermeni Hıristiyan vatandaşlara karşı gerçekleşmiş ev, işyerleri ve ibadethanelere karşı zarar verme ve yağma gösterileridir. Arka planında ise Kıbrıs’taki Rum çetelerinin Türklere uyguladığı baskının bir intikamı yer almaktadır. 1955 yılında Demokrat Parti yandaşı İstanbul Ekspres isimli bir gazetede yayınlanan “Atatürk’ün Selanik’teki Evine Bombalı Saldırı” haberi bir takım milliyetçi teşkilatlanmaları ayağa kaldırmıştır. Günlük tirajı ortalama 20 bin olan gazetenin 6 Eylül 1955 tarihinde 290 bin baskı yaptığı bilinmektedir. Bunun üzerine galeyan gelen halkın özellikle İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Rum, Ermeni ve Yahudilere ait ev, işyerleri ve ibadethanelere karşı uyguladıkları şiddet girişimleri ve yağma faaliyetleri sonucu 5137 (kayda geçen) mekân zarar görmüştür. Olayların sonucunda tam sayı bilinememekle birlikte 30’a yakın Gayrimüslim Türk vatandaşının hayatını kaybettiği birçok işyeri, ev, ibadethane ve mezarlığın zarar gördüğü ve olaylara karışan 5 bine yakın kişinin gözaltına alınıp tutuklandığı bilinmektedir. Olayların arka planında İngiliz İstihbarat yetkililerinin yer aldığı iddia edilirken 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi sonrasında Demokrat Parti hükümeti 6-7 Eylül olayları ile ilgili suçlu bulunarak cezaya çarptırılmışlardır.


1934 Trakya Olayları


İkinci Dünya Savaşı boyunca tarafsız kalmayı tercih eden Türkiye’de Nazisim ve Yahudi karşıtlığı belli gruplar tarafından benimsenmiştir. 1934 yılında bazı milliyetçi yazarların Yahudileri hedef alan gazetelerdeki yazıları sonucu özellikle Tekirdağ, Çanakkale, Edirne ve Kırklareli şehirlerinde belli başlı Yahudilere ait ev ve işyerlerine karşı saldırılar ve yağmalar gerçekleştirilmiştir. Olaylar sırasında bölgeden 15 bin civarı Yahudi vatandaş İstanbul’a yerleşirken gösterilere müdahale sırasında bir Jandarma Onbaşı şehit düşmüştür. Tarihimize Trakya Olayları olarak geçen pogrom Alman NAZİ Partisinin ülkemizdeki ilk etkilerinden biridir. Özellikle 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasından sonra Türkiye’de yaşayan birçok Yahudi vatandaş İsrail’e göç etmiştir.


Pogromun kelime kökeni olarak Doğu Avrupa Yahudilerinin konuştuğu Yiddiş dilinden gelmesi bir tesadüf değildir. Tarih boyunca bu tür olaylar ağırlıklı olarak Yahudi azınlıklara uygulanmıştır. Tek etkilenenler Yahudiler olmamıştır. Günümüzde pogrom olduğu iddia edilen benzer girişimler de yok değildir. 2022 yılında Ankara Önder Mahallesinde yaşananlar bir pogrom mudur yoksa toplumsal bir infial mi tartışılabilir. Fakat pogromlara karşı uluslararası hukukun herhangi bir yaptırımı bulunmamaktadır. En fazla ülkelerin birbirlerine nota vermesi durumu mevcuttur. Çünkü pogromlar ülkelerin bir iç meselesi olarak görülmektedir.

 

157 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page